EL HİJYENİ VE EL DEZENFEKTANLARI

 

Yrd. Doç. Dr. Şaban Esen

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik mikrobiyoloji AD, Samsun

 

Giriş

Günümüzde gittikçe önem kazanan hastane infeksiyonları modern tıbbın en önemli problemleri arasındadır. Hastaneye yatan hastaların % 5 ile % 15’inde hastane infeksiyonu gelişir. İnfeksiyon kontrol önlemleri ile bu infeksiyonların % 30’u önlenebilir. El hijyeni hastane infeksiyonlarını önlemede tek başına en etkili ve önemli faktördür. Patojenlerin temas ile bulaşmasını ve fekal-oral geçişi de engeller.

Hastane infeksiyonlarının ortaya çıkması için 3 faktörün olması gerekir. Bunlar; mikroorganizma için kaynak, duyarlı konak ve mikroorganizmaların taşınmasında rol oynayan yollardır. Hastane infeksiyonlarında kaynak; hastalar, ziyaretçiler, hastane personeli, tedavi amacı ile kullanılan cihaz ve ilaçlar ile hastane ortamının kendisi olabilir. Hastanelerde, özellikle yoğun bakım ünitelerinde deri bütünlüğü bozulmuş, immun sistemi baskılanmış, prematüre ve/veya solunum cihazı, üriner kateter, kalp pili gibi invaziv cihaz kullanan hastalar hastane infeksiyonlarına duyarlı hasta gruplarını oluştururlar. Bulaşmada direkt/indirekt temas, damlacık infeksiyonları, gıda, su, ilaç ve tıbbi cihazlar gibi yaygın kullanılan hizmet araçları ve nadiren de insektler gibi vektörler, rol oynayabilir. Hemşirelerin ellerinin hastayı kaldırma, nabız sayma, tansiyon ölçme, oral ısı ölçme, hastanın eline dokunma, omuz veya kasığına dokunma gibi temiz sayılan işlemeler sonucunda bile 100-1000 CFU Klebsiella spp. ile kontamine olduğu gösterilmiştir. Hasta bakım süresi arttıkça kontaminasyon süresi de artmaktadır. Yine hastaların sağlam derilerine temas eden temiz sayılan işlemler esnasında personelin elinin S. aureus, C. difficile, gram negatif basiller ve enterokokla kontamine olduğu gösterilmiştir. Ayrıca infantlara bakım veren personelin, bebekle oynama, altını değişme ve besleme esnasında respiratual syncitial virüsü (RSV) aldıkları gösterilmiştir. Nemli ellerle taşınana bakteri sayısı kuru ellerle taşınan sayıdan çok yüksektir. Hastane infeksiyonlarının önlenmesinde en etkili, eski ve basit tıbbi uygulama olan el hijyeni ve kuralına göre el yıkama pratiği, gereğince yerine getirilmemektedir. Sterilizasyon ve antisepsi kurallarına uymanın önemi daha 19 yy’ın ortalarında Fransız kimyacı ve mikrobiyolog olan L. Pasteur ve İngiliz cerrah olan J.Lister’in uygulamaları ile modern tıbba mal olmuştur. Bu yıllarda Viyana’da Doktor Ignaz Semmelweis’in (1847) doğum sonrası puerperal sepsise bağlı ölümlerin bir klinikte % 16, ikinci klinikte is % 7 olduğunu gözlemlemiştir. Kadavra ile çalışan öğrenci ve doktorların ellerini sabun ve su ile yıkamalarına rağmen hoş olmayan bir kokunun doğum kliniğine geldiklerinde devam ettiğini gözlemlemiştir. Müdahale öncesi kadavra ile çalışan asistanlarının ellerini yıkatarak puerperal sepsise bağlı ölümleri % 18 den % 3’e kadar düşürmüştür. Ancak hala mortalitenin devam etmesi üzerine kireçten elde edilen % 4 klorlu su ile elleri dezenfekte ederek doğum sonrası sepsise bağlı ölümleri engellemiştir ve bu tespit modern tıbbın en önemli buluşlarından birisi olmuştur. Semmelweis’ın bu gözlemi nozokomiyal bakteri bulaşını önlemede sabun ve su ile yıkamaya el antiseptiklerinin üstünlüğünü gösteren ilk bilimsel veridir.

El hijyeni günümüzde global olarak bir rönesansa gitmektedir. Uzun yıllar çoğu ülkede el hijyeninde basit veya antiseptikli sabunlarla el yıkama tercih edildi. Özellikle orta Avrupa ülkelerinde aynı zamanda el antiseptikleri de kullanıldı. Hızlı antimikrobiyal etkileri, geniş spektrumlu olmaları, daha iyi tolere edilmeleri ve uygulama kolaylığı nedeni ile günümüzde tüm dünyada el antiseptikleri özellikle de alkol bazlı olanlar uygulama alanına girdi ve Centers for Disease Control and Prevention (CDC) el hijyeni rehberlerinde yerini aldı. Uygulama için lavabo gerekmemektedir, her hasta başında kolaylıkla uygulanabilmektedir ve uygulama esnasında sağlık personelinin üniformalarında kontaminasyon oluşmamaktadır. El yıkama alışkanlığını artırmak amacı ile yapılan bir çok çalışmada geçici olarak el yıkama sıklığı artmakta ancak daha sonra bu oranlar % 40’ı geçmemektedir. Çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalarda el dezenfektanlarının sağlık personelinin el hijyenine uyumunu artırdığı gösterilmiştir.

Sağlık personeli kaynaklı hastane infeksiyonlarını önlemede sabun ve su ile el yıkamanın el antiseptikleri ile karşılaştırıldığı bir çok çalışma yapılmıştır. Bunların bir çoğunda el antiseptiği kullanımının infeksiyonları önlemede sabun ve suyla yapılan el yıkamaya üstün olduğu gösterilmiştir. Örneğin ellerden rotavirüsün eliminasyonunda alkol bazlı el antiseptikleri su ve sabundan 100 kat daha etkin bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda iş yoğunluğu arttıkça sağlık personelinin basit infeksiyon kontrol önlemleri ve el hijyeni konusunda dikkatinin azaldığı gösterilmiştir. Dolayısı ile bu çalışmalarda artmış iş yükü ile hastane infeksiyonları arasında korelasyon gösterilmiştir. Tablo 1’de el yıkama ve alkol bazlı el dezenfektanı ile sağlanan hijyenin avantaj ve dezavantajları verilmiştir.

 

Tablo 1. Sabun, antmikrobiyal katkılı sabun ve alkol bazlı el dezenfektanlarının uygulama özellikleri

Özellikler

Sabun

Antimikrobiyal ilave edilmiş sabun

Alkol bazlı el dezenfektanları

Kirin uzaklaştırılması

Evet

Evet

Hayır

Geçici floranın öldürülmesi

İyi

Çok iyi

Mükemmel

İşlem için gerekli zaman

1-2 dak

1-2 dak

30 sn

Maliyet

şük

şük

Çok düşük

Tekrar kontaminasyon riski

Evet

Evet

Hayır

Uygulama yeri

Lavabo

Lavabo

Her yer

Personel uyumu > %40

Nadir

Nadir

Daha iyi

Kurulama için havlu

Evet

Evet

Hayır

Deride yan etki

Çok nadir

Nadir

Çok nadir

Yanma-tutuşma

Hayır

Hayır

Evet

 

Deri Anatomisi ve Flora

Deri yaklaşık olarak 1.5 metre kare alana sahip vücudun en büyük organıdır. Biyolojik olarak canlı ve ölü tabakalardan oluşan deri vücut savunmasının da en önemli silahıdır. Deride iki tür bakteri grubu bulunmaktadır.

I-Kalıcı flora: Daimi flora olarak da tanımlanan bu mikroorganizma topluluğu deride inatçı kolonizasyonlar yaparlar. Bu mikroorganizmaların çoğu derinin üst tabakalarında yerleşirken % 10-20 si daha derin tabakalara yerleşirler. Bakteri miktarı vücudun değişik bölgelerinde farklı yoğunluktadır. Sağlık personelinin ellerindeki total bakteri sayısı 3.9 x 104 – 4.6 x 106 arasındadır. Su ve sabun ile yapılan mekanik el yıkama işlemlerinden sonra bu bakteri topluluğunun miktarında çok fazla azalma olmaz. Bu floranın karakteristik üyeleri S. hominis, S. capitis ve S. epidermidis gibi koagülaz negatif stafilokoklar, Mikrococcus, Propniobacterium’lar ve Corynebacterium’lardır. Bu mikroorganizmalar deri dışında hastalık oluşturmazlar, deride oluşturdukları infeksiyonlar sınırlıdır. Ancak deri bütünlüğünün bozulması halinde, immun sistemi baskılanmış hastalarda veya invaziv enstrüman uygulanan hastalarda ciddi infeksiyonlara neden olabilirler.

II-Geçici flora (kontaminasyon): Hastaya ait sekresyonlar ile kontamine araç ve gereçlerden sağlık personelinin eline bulaşan ve derinin yüzey kısmına yerleşen mikroorganizmalardır. Bu mikroorganizmalar deride uzun süre yaşayamazlar ve çoğalmazlar. Ancak hastadan hastaya bulaşacak kadar eller üzerinde canlılıklarını korurlar. Hastane infeksiyonlarına sebep olan mikroorganizmalar bu grupta yer almaktadır.

Amaca Göre El Hijyeni Çeşitleri

Usulüne uygun el yıkama hastane infeksiyonlarının önlenmesinde en basit yöntemdir. Ancak hastane infeksiyonları dışında genel halk sağlığı açısından da el yıkama son derece önemli bir işleve sahiptir. Yani el yıkama aslında bir medikososyal davranış biçimidir. Bu nedenle el yıkamayı basit sosyal tip, hijyenik tip, hijyenik el dezenfeksiyonu ve cerrahi tip el yıkama olarak 4 başlık altında değerlendirmek mümkündür.

1-Sosyal El yıkama: Sosyal hayattaki el temasını gerektiren kirli veya kontamine tüm rutin işlemlerden sonra ellerdeki kir ve kontaminant florayı uzaklaştırmak amacı ile su ve sabun ile yapılan friksiyondur. Etkinlik mekaniktir. Genellikle antimikrobiyal özelliği olmayan katı veya sıvı sabunlar kullanılarak yapılır. Kalıcı flora etkilenmez.

2-Hijyenik El Yıkama: Ellerdeki kontamine florayı tamamen tahrip ve inhibe etmek amacı ile yapılan el yıkamadır. Antiseptik madde içeren sabun kullanılır. Kalıcı flora bakterileri minimal düzeyde etkilenir. Bu tür yıkama invaziv bir işlem yapılmayacaksa hasta ile temastan önce ve sonra, hastaya ait vücut sıvı ve sekresyonlarının alınması veya taşınması esnasında kullanılan kaplarla temas sonrası yapılmalıdır. Kontamine floranın yanı sıra kalıcı flora bakterileri de kısmen etkilenirler. Yıkama süresi genellikle 20-30 saniye kadardır.

3-El Dezenfeksiyonu: El dezenfeksiyonunun amacı ellerdeki kontaminanat bakterilerin en etkili ve hızlı bir şekilde elimine edilmesidir. Kalıcı floranın elimine edilmesi veya azaltılması amaçlanmaz. Burada antiseptik özelliklere sahip dezenfektan kullanılması gerekmektedir. Önerilen miktarda (3-5 ml) el antiseptiği her iki ele alınır ve kuruyana kadar ovulur. Bu işlem yüksek riskli bölgelerde hastadan hastaya geçişte ve aşağıda belirtilen endikasyonlarda tekrarlanmalıdır.

3-Cerrahi El Dezenfeksiyonu: Bu tip yıkamada amaç kontamine floranın tamamen tahribi ve inhibisyonu ile kalıcı floranın mümkün olabildiğince azaltılması ve bu etkinin operasyon süresince devam etmesidir. Her türlü invaziv girişim ve cerrahi müdahale ile kontamine olduğu bilinen vücut sıvı, salgı ve sekresyonları ile hastaya uygulanmış tıbbi cihazlarla temas sonucu cerrahi tip el yıkama yapılmalıdır. Bir çalışmada solunum cihazlarının bakımı, hastaya ait sekresyonlarla temas ve deri temasının ellerdeki kontamine bakteri sayısını her dakika için sırası ile % 21, %16 ve % 4 oranında artırdığı gösterilmiştir. Yani respiratuvarla temas ile 1 dakikada oluşan kontaminasyon deri teması ile ancak 5 dakikada sağlanmaktadır. Bu nedenle hastaya uygulanan enstrumanlarla temas önemli bir risk faktörüdür. Burada hijyenik tip el yıkamada olduğu gibi antiseptik özelliği olan ajanlar kullanılmalıdır. Süre kullanılan ajana bağlı olmak üzere 2-3 dakikadan az olmamalıdır. Uzun süren cerrahi girişimlerde eldiven kullanımından önce yapılan yıkama, ellerdeki kalıcı flora bakterilerinin nem ve ısı nedeni ile kısa sürede tekrar çoğalabileceği dikkate alınarak, ya operasyon esnasında tekrarlanmalı veya Chlorexidine ve Iodoforlar gibi derinin stratum corneum tabakasına bağlanabilen daha uzun etkili antiseptikler seçilmelidir.

El yıkama ve El Antiseptiklerini Kullanma Endikasyonları:

  1. Eller eğer proteinö-kazeöz bir materyalle gözle görülür şekilde kirlenmişse su ve sabun ile yıkanmalıdır.

  2. Eğer eller gözle görülen bir şekilde kirlenmemiş ise alkol bazlı el antiseptikleri ile eller temizlenmelidir. Alternatif olarak eller antimikrobiyal madde içeren sabunlarla yıkanmalıdır.

  3. Hastanın sağlam derisi ile temas sonrası bile (nabız, tansiyon ölçümü, fizik muayene veya hastayı kaldırma) eller dekontamine edilmelidir.

  4. Vücut sıvıları veya çıkartıları ile, mükoz membranlar ile, bütünlüğü bozulmuş deri ile temas veya yara pansumanı sonrası eller gözle görülür şekilde kirlenmese de dekontamine edilmelidir.

  5. Hasta bakımı sırasında eller kirli bölgeden temiz bölgeye taşınacaksa dekontamine edilmelidir.

  6. Hastanın yakın çevresindeki cansız objelere dokunulmuşsa eller dekontamine edilmelidir.

  7. Ciddi nötropenisi veya diğer immun supresyonu olan hastalra bakım vermeden önce eller dekontamine edilmelidir.

  8. Santral kateter takmadan önce steril eldivenleri giymeden eller dekontamine edilmelidir.

  9. Cerrahi işlem gerektirmeyen invaziv alet yerleştirmeleri ve sonda takmadan önce eller dekontamine edilmelidir.

  10. Eldivenler çıkarıldıktan sonra eller dekontamine edilmelidir.

  11. Yemek yemeden önce ve tuvaletten sonra eller medikal veya medikal olmayan sabun ve su ile yıkanmalıdır.

  12. Özellikle iş yükünün veya hasta sayısının yoğun olduğu ünitelerde alkol bazlı el antiseptikleri odaların girişine veya hasta başlarına kolay ulaşılabilecek şekilde yerleştirilmelidir.

Eğer susuz el antiseptikleri kullanılıyorsa, üretici firmanın önerdiği kadar antiseptik avuca alınır ve her iki elin tüm yüzeyleri ve parmaklar eller kuruyana kadar antiseptikle ovulur. Yeterli miktar alınırsa bu süre genellikle 15-25 saniyedir. Eğer eller yıkanacaksa ılık su ile eller önce ıslatılıp 3-5 ml antiseptik içeren veya içermeyen deterjanla her iki elin tüm yüzeyleri ve parmaklar yaklaşık 15 saniye ovulmalıdır. Ilık su ile eller durulandıktan sonra disposable havlu ile kurulanmalıdır. Musluk, elleri kurulamak için kullanılan havlu ile kapatılmalıdır.

El Antisepsisinde Kullanılacak Ürünler

Gerek hijyenik tip gerekse cerrahi tip el hijyeninde kullanılan ajanlar antiseptik özelliğe sahip maddeler olup, su ve sabunla yapılan sosyal tip yıkamalarda olduğu gibi sadece mekanik bir etki ile kir ve bakterileri azaltmayı amaçlamaz. Bu ajanlar kimyasal etki ile bakterileri öldürürler veya üremelerini durdururlar. Bir başka ifade ile bakteriyostatik ve bakterisidal etkinliğe sahiptirler. Bu ilaçların etkinlikleri ortamın fiziki şartları kadar ortamdaki organik ve inorganik maddelerin inhibitör etkilerine de duyarlıdır. Bu nedenle ister hijyenik tarz ister cerrahi tip el dezenfeksiyonu olsun, eğer varsa önce ellerdeki görünür kirler mekanik su ve sabun ile yapılan yıkama işlemi ile uzaklaştırılmalı, daha sonra uygun antiseptiklerle eller muamele edilmelidir.

Alkol bazlı el antiseptiklerinin kullanımında sık yapılan hatalar; daha önceden irrite olmuş deriye bu ajanların uygulanması, el antiseptiği uygulamadan önce ellerin yıkanması ve uygulandıktan sonra da ellerden bu kimyasalları uzaklaştırmak amacı ile yıkanmasıdır.

Bir antiseptik seçiminde avantajı belirleyen en önemli unsur: Etkinlik ve tolere edilebilirlikle ilgili iç unsurlar ve paketleme, fiyat ve temin edilebilirlikle ilgili dış unsurlardır. El antisepsisinde kullanılan antiseptiklere ait özellikler şöyledir;

1-Alkoller: Tarihin ilk çağlarından beri kullanılmaktadır. Ancak bilimsel anlamda kullanımı 1800’lü yılların sonlarında olmuştur. Çeşitli çalışmalarda % 50-70lik alkol içeren solüsyonların eldeki bakterileri öldürmek ve inhibe etmek konusunda son derece etkili olduğunu ispatlamıştır. Günümüzde özellikle Avrupa ülkelerinde el hijyeninde alkollü ürünler kullanılmaktadır. Etanol, izo ve n-propanol bu amaçla tercih edilir. Butanol, aromatik alkoller ve benzil alkol, alkollü el dezenfektanlarında sinerjik etki elde etmek için ek olarak kullanılır.

Etki mekanizması ve spektrum: Temel etki mekanizması protein denatürasyonudur. Gram pozitif ve gram negatif mikroorganizmalara, mikobakterilere ve bir çok virüse karşı güçlü ve hızlı öldürücü etkinliğe sahiptirler. Kuduz virüsü hariç zarflı virüslerin çoğunu (örneğin Herpes simplex virüs, human immunodeficiency virus [HIV], influenza virus, respiratory syncytial virus, ve vaccinia virus) inaktive ederler. Hepatit B ve C virüslerine etkileri daha düşük olmakla birlikte bu virüsleri de inaktive ederler. Zarfsız virüslere etkili olabilmeleri için uzun süre ve yüksek konsantrasyonda temas etmeleri gereklidir. Kuru bakteri sporları alkollerin içerisinde uzun süre canlı kalabilir. Protozoon ookistlerine de etkisizdirler. Alkoller hızlı bir şekilde uçtukları için kalıcı etkileri yoktur. 3-5 dakikalık alkol ile temas sonrası kalıcı bakteriyel floranın tekrar çoğalması birkaç saat süre alır. Çeşitli alkollerin etkinlikleri de farklıdır bu etkinlik sıralaması n-propanol > isopropanol > etanol şeklindedir. Aynı etkinlik derecelerini elde etmek için % 42 n-propanol= % 60 isopropanol= %77 etanol konsantrasyonları gereklidir. Metanol gerek toksik özelliği gerekse düşük aktivitesi nedeni ile el dezenfektanı olarak tercih edilmez. Alkollere bazı ilaveler yapılarak antibakteriyel aktiviteleri artırılabilir. Örneğin % 1 hidrojen peroksit ilavesi ile aktivite 0.26 log artar ve sporosidal etki de sağlanır. % 1-2 iyot ilavesi de aktiviteyi artırır ancak irritan özelliği vardır. Diğer dezenfektanların ilavesi de alkollerin aktivitesini artırabilir. Alkoller eldeki organik maddelerin miktarına bağlı olarak inaktive edilirler. Bu nedenle kirli eller mutlaka önce sabun ve su ile yıkanıp kurutulmalı sonra alkolle muamele edilmelidir. En önemli istenmeyen özellikleri cilt kuruluğu yapmalarıdır. Bu yan etkilerinden korunmak için gliserol ve uçucu slikon yağları gibi nemlendiriciler ilave edilir. Alkol bazlı el antiseptikler kolayca yanabilir. Bu nedenle saklama ve kullanma esnasında dikkatli olmak gerekir.

2-Klorheksidin glukonat: Kimyasal olarak katyonik bisguanid bileşimidir. En sık suda çözünebilen diglukonat tuzu kullanılır ancak asetat formu da kullanılmaktadır Tween 80, sabunlar, fosfat ve nitrat gibi bazı iyonik olmayan kimyasallarla geçimsizliği vardır. Ayrıca püy, kan, serum, süt gibi bazı protein maddeler klorheksidinin etkisini azaltır. Bu ajan Avrupa ve Amerika da uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Etki mekanizması ve spektrum: Bir katyonik bisguanidin olan klorheksidin bakterilerde hücre duvarını yıkar ve stoplazmada prespitasyona yol açar. Antimikrobiyal spektrumu geniştir. Ancak Gram pozitif bakterilere etkinliği iyi iken gram negatif bakterilere ve mantarlara olan etkinliği daha düşüktür. Mikobakterilere karşı zayıf aktivite gösterirler. Sporosidal etkileri yoktur. Antibakteriyel etkisi alkollerden daha yavaştır ancak yüzeylere olan afinitesinden dolayı kalıcı etkisi çok güçlüdür. Bu yönü ile cerrahi el dezenfeksiyonunda tercih edilir. Derinin stratum corneum tabakasına bağlanarak 6 saat gibi uzun bir süre kalıcı etkinlik sağlar. Yoğun bakım ünitelerinde basit sabun yerine klorheksidin kullanılması ile hastane infeksiyonalrının azaltıldığı gösterilmiştir. İn-vitro çalışmalarda zarflı viruslere karşı güçlü etkinlik tespit edilmiştir. Su veya alkol içerisinde kullanıma sunulmuş % 2, % 4, % 0,5 lik dilüsyonları mevcuttur. Yapılan invitro çalışmalarda sudaki % 2 ve % 4’lük dilüsyonları arasında etkinlik yönünden çok fark görülmemiştir. Ortamdaki organik maddelerden minimal etkilenir. Katyonik yapıda olduğundan sulfatlar ve nitratlar gibi sularda ve el kremlerinde bulunan inorganik yüzey aktif anyonlardan etkilenirler. Aktiviteleri pH 5.5-7.0 arasında maksimumdur. Bu nedenle farklı cilt pH’sına sahip kişilerde aktivite de farklıdır. ≥ %1 konsantrasyonlarının göze temasından kaçınmak gerekir, ciddi konjuktivit ve korneada hasara neden olabilir. Orta ve iç kulak cerrahisinde ototoksisite nedeni ile kullanılmamalı beyine direkt temastan sakınılmalıdır.

3-Hexachlorophene: Nispeten toksik yan etkileri nedeni ile sık kullanılmayan bir üründür. Etki mekanizması ve spektrum: Klorlanmış bisfenoldür. Klorheksidindekine benzer bir mekanizma ile yüksek konsantrasyonlarda hücre membranlarını tahrip eder ve stoplazmayı prespite eder. Genel olarak bakteriostatik etkinliğe sahiptir. Ancak gram pozitif mikroorganizmalara karşı daha aktif olup bakterisidal etkinlik gösterir. Bakteri sporlarına mikobakterilere, mantarlara ve virüslere zayıf aktivite gösterir. Deriye afinitesi nedeni ile uzun süreli etkinlik görülür. Ancak uzun süre kullanımda etkinlik azalır. Ayrıca irritan ve çevreye olan zararlı etkileri nedeni ile çok tercih edilmezler. Su içerisinde % 3’lük dilüsyonları kullanılmaktadır. Aktivitesi yavaştır. Bu nedenle birkaç kere ve 2-3 dakika gibi uzun süreli kullanılması önerilir.

4-İodin ve İodoforlar :Doğal iyot elementi yaklaşık olarak 150 yıldan beri infeksiyonların önlenmesinde ve yara tedavisinde kullanılmaktadır. Önceleri perioperatif alanda deri antiseptiği olarak kullanılan iyodoforlar iyi tolere edildikleri ve direnç gelişimi bildirilmediği için günümüzde el ve deri antisepsisinde, operasyon öncesi ve sonrasında, cerrahi yara ve deri infeksiyonlarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Etki mekanizması ve spektrum: Bakteri sporları dahil geniş etki spektrumuna sahiptir. Hücre duvarına penetre olan iyot oksidatif yolla bakterilerde elektron transportunu bozar. Önemli bir özelliği dilüe edilmiş hallerinde serbest iyot miktarı arttığı için antimikrobiyal aktivite konsantre hallerinden daha yüksektir. El dezenfektanı olarak kullanılan iyodoforların çoğu % 7.5-10’luk povidon iyot içerir. En sık tercih edilen iyodofor olan povidon iyot cilt florasını % 60 isopropanol kadar inhibe eder ancak sıvı sabunlar içindeki aktivitesi çok düşmektedir. Gram pozitif ve negatif mikroorganizmalar üzerine bakterisidal etkinlikleri vardır. Sporlar üzerine etkilidir ancak bu etki çok yavaş olduğu için el dezenfeksiyonunda pek önemi yoktur. Mikobakterilere mantarlara ve virüslere karşı alkollerden daha düşük aktivite gösterirler. Enterovirüslere etkili değildir. Ancak MRSA ve VRE ‘ler gibi yeniden önem kazanan bakterilere karşı oldukça güçlü aktiviteye sahiptirler. Organik maddeler antimikrobiyal aktivitelerini azaltır özellikle kan aktivitesini tamamen ortadan kaldırabilir. Bu nedenle kirli ellerin önce mekanik olarak yıkanması şarttır. Ayrıca saklama sırasında da etkinlikleri azalabilir.

Bütünlüğü bozulmamış ciltten ve mukozalardan absorbe olabileceğinden uzun süre kullanıma bağlı hipotiroidi ve alerjik reaksiyonlar gelişebilir.

5-Para-chloro-meta-xylenol: Klorksilenol olarak da tanımlanır. Xylenol’e bir halojen molekülünün ilavesi ile oluşturulmuştur. Etki mekanizması ve spektrum: Bakterilerde hücre duvarının ve membranların yapısını bozar. Antimikrobiyal etkinlik hızı orta veya düşük dereceli olarak kabul edilir. Kalıcılık 1-2 saattir. Etkinlik klorheksidine benzemekle birlikte daha zayıftır. Gram pozitif bakterilere karşı sağlanan güçlü etkinlik gram negatif bakterilere karşı gösterilemez. Hatta gram negatif bakteriler arasında önemli direnç gelişimi söz konusudur. El ve deri antisepsisi amacı ile hazırlanmış % 0.5-3.75 konsantrasyonlar da solüsyonları mevcuttur.

6-Triclosan: 5-chloro-2-(2,4-dichlorophenoxyl) phenol bir difenileterdir, suda çözünürlüğü iyi değildir fakat alkollerin içinde ve anyonik sabunların içinde iyi çözünür. Tween 80 ve lesitin ile geçimsizdir. Etki mekanizması ve spektrum: Gram pozitif ve gram negatif mikroorganizmalarda sitoplazmik membranı tahrip ederler. Pseudomonas aeruginosa’ya karşı etkinliği yoktur. Bakteri sporları, mikobakteriler ve virüslere karşı düşük aktivite gösterirler. Mayalara karşı etkinliği iyi iken aspergillus gibi küf mantarlarına karşı etkinliği çok düşüktür. Temel olarak bakteriostatiktir. Bakterisidal etkinlik kısa süreli ve orta derecelidir bu etkiyi sağlamak için uzun süre temas gereklidir. % 1’lik konsantrasyonları MRSA’ya karşı etkili bulunmuştur. Hijyenik ve cerrahi el antisepsisinde alkollerle (% 0.2-0.5) ve deterjanlarla kombine formları kullanılmaktadır. Ayrıca sabun ve deodorant formu ile de vücut bakterilerinin sayılarını azaltmakta kullanılır. Kozmetik olarak kullanıldığında, aromatik ürünler yapan kokuya neden olan bakterileri ortadan kaldırır. El antisepsisinde % 0.3-2 lik solüsyonları kullanılmaktadır. Sabun formu % 2 konsantrasyonda ajan içerir.şük konsantrasyonlarında ciddi deri yan etkileri görülmez. Derideki organik materyalden az da olsa etkilenir ve inaktive olur. Yukarıda bahsedilen antiseptiklere ilave olarak quarterner amonyum bileşikleri de kullanılmış ancak etkinliklerinin düşük olması, alerjik etkileri ve çevreye olan zararlı etkileri nedeni ile günümüzde tercih edilmemektedir.

El antiseptiği olarak kullanılan ajanların antimikrobiyal spektrumu ve etki süreleri Tablo 2’de özetlenmiştir.

 

Tablo 2. El antiseptiklerinin antimikrobiyal spektrum ve etki süreleri.

Grup

Gram pozitif

Gram negatif

Mikobakteriler

Funguslar

Virüsler

Etki hızı

Alkoller

+++

+++

+++

+++

+++

Hızlı

Klorheksidin

+++

++

+

+

+++

Orta

İyodin bileşikleri

+++

+++

+++

++

+++

Orta

İyodoforlar

+++

+++

+

++

++

Orta

Fenol deriveleri

+++

+

+

+

+

Orta

Triklosan

+++

++

+

-

+++

Orta

Kuarterner amonyum

+

++

-

-

+

Yavaş

+++ : Mükemmel etkinlik ++: İyi etkili ancak tüm bakterileri kapsamaz +: vasat etkili - :Etkisiz

 

El Antiseptiklerini Nasıl Doğru Kullanalım

El antiseptikleri kuru ve temiz olan ellere 3-6 ml uygulanmalıdır. Az miktarlar 0.2-0.5 ml el yıkama kadar etkili değildir. Uygulanan ürün eller kuruyana kadar ovulmalıdır. Bu işlem yaklaşık 30 saniye sürmelidir. El dezenfektanlarının kullanımından hemen sonra eller yıkanmamalıdır çünkü bu işlemle cildin sebum tabakası ve el antiseptiklerindeki nemlendiriciler uzaklaştırılır. İki uygulama arasında eğer eller gözle görülür bir şekilde kirlenmiş ise yıkanmalıdır. Ayrıca çalışma saatlerinin başlangıcında ve bitiminde de eller yıkanmalıdır. Bu işlem için de alkali ve medikal olmayan sabunlar kullanılabilir. El yıkama suyu sıcak olmamalıdır. El yıkama süresi tüm görünür kirleri uzaklaştıracak kadar uzun ama mümkün olduğu kadar da kısa olmalıdır. Rutin el yıkamada fırça kullanılmamalıdır.

El bakım kremleri ve losyonları el hijyeni işlemlerinin arasında özellikle nöbet değişim zamanlarında uygulanmalıdır. Eldiven giyilmeden önce eller kuru olmalı, eldivenler de gerekli olduğu sürece elde kalmalıdır.

 

Kaynaklar

  1. Rotter ML. Hand washing and hand disinfection. In: Hospital Epidemiol and Infection Control, edited by Mayhall CG. pp. 1339-1355. Philedelphia: Williams & Wilkins, 1999.

  2. Boyce JM and Pittet D. Guideline for Hand Hygiene in Health-Care Settings. Recommendations of the Healthcare Infection Control Practices Advisory Committee and the HIPAC/SHEA/APIC/IDSA Hand Hygiene Task Force. Am J Infect Control 30: S1-46, 2002.

  3. Köksal F. El Yıkama. In: Günaydın M, Esen Ş, Saniç A, Leblebicioğlu H (Eds.). Sterilizasyon dezenfeksiyon ve hastane infeksiyonları, Simad yayınları; 2002.

  4. Bischoff WE, Reynolds TM, Sessler CN, Edmond MB, Wenzel RP. Handwashing compliance by health care workers. Arch Intern Med 2000;160:1017-1021.

  5. Boyce JM, Kelliher S, Vallande N. Skin irritation and dryness associated with two hand-hygiene regimens: soap-and-water hand washing versus hand antisepsis with an alcoholic hand gel. Infect Control Hosp Epidemiol 2000;21:442-448.

  6. Voss,A., MD; Widmer A.F, MD, MS No time for handwashing! .Handwashing versus alcoholic rub: can we afford 100% compliance? Infect Control Hosp Epidemiol. 1997;18:205-208..

  7. Fleischer W; Reimer K Povidone-iodine in antisepsis-state of the art. Dermatology, 1997;195 Suppl 2:3-9.

  8. John M. Boyce, MD Using alcohol for hand antisepsis - dispelling old myths. Infect Control Hosp Epidemiol 2000;Vol 21 (7).

  9. Kampf G, Jarosch R, Ruden H. Limited effectiveness of chlorhexidine based hand disinfectants against methicillin-resistant Staphylococcu (MRSA). J Hosp Infect.1998;38:297-303..

  10. Moolenaar RL, Crutcher JM, San Joaquin VH, et al. A prolonged outbreak of Pseudomonas aeruginosa in a neonatal intensive care unit: did staff fingernails play a role in disease transmission? Infect Control Hosp Epidemiol.2000;21:80-85..

  11. Orrett FA Fatal multi-resistant Pseudomonas aeruginosa septicemia outbreak in a neonatal intensive care unit in Trinidad. Ethiop Med J. 2000;38(2):85-91

  12. Pittet D, Dharan S, Touveneau S, Sauvan V, Perneger TV. Bacterial contamination of the hands of hospital staff during routine patient care. Arch Intern Med.1999;159:821-826.

  13. Pittet D. MD, Improving compliance with hand hygiene in hospitals. Infect Control Hosp Epidemiol. 2000;21:381-386.

  14. Rotter M.L, MD, Dip bact; Rosemary A. Surgical hand disinfection with alcohols at various concentrations:parallel experiments using the new proposed european standards method. Infect Control Hosp Epidemiol. 1998;19:778-7815.

  15. Sartor C, MD, PhD; Jacomo,V MD; Duvivier C., (et.al) Nosocomial Serratia marcescens ınfections associated with extrinsic contamination of a liquid nonmedicated soap Infect Control Hosp Epidemiol. 2000;21:196-199.

  16. Syed A. Sattar, PhD; Makonnen Abebe, MSc; Angela J. Activity of an alcohol-based hand gel against human adeno, rhino and rotaviruses using the fingerpad method Infect Control Hosp Epidemiol. 2000;21:516-5194.